Schnabel, “Yeni fiyat şoklarının tehdidi altında olabiliriz. Bu nedenle alarm durumundayız ve sabit bir faiz oranı patikası için ön taahhütte bulunmadık, ancak verilere bağlı kalmaya devam ediyoruz” diye konuştu.
ECB bu ayın başlarında borçlanma maliyetlerini düşürdü ve yetkililer bunun tek indirim olmayacağının sinyalini verirken, faizlerin ne kadar hızlı düşebileceği konusunda fazla yol göstermediler. Yetkililerin çoğu süregelen enflasyon risklerine dikkat çekerek temkinli bir yaklaşımı savundu.
Dezenflasyon sürecinin muhtemelen “biraz inişli çıkışlı” olacağını söyleyen Bakan, “biz bunu zorlu son kilometre olarak tanımlıyoruz” dedi.
“Son gelişmeler doğru yöne işaret ediyor”
Schnabel, mal enflasyonu hızla yavaşlarken, hizmetlerden kaynaklanan fiyat baskılarının daha yapışkan olduğunu kanıtladığını söyledi.
Schnabel, “Son gelişmeler doğru yöne işaret ediyor” dedi. Yine de, jeopolitik riskler ve iklim değişikliğinden kaynaklanan serpintiler – İsviçre’deki son toprak kaymaları da dahil olmak üzere – potansiyel arz yönlü şoklar arasında yer alıyor.
Bu arada Schnabel, işgücü istifinin işgücü verimliliği üzerinde baskı oluşturduğunu ve para politikası aktarımını zayıflattığını söyledi.
“Şimdi enflasyon geri dönüyor, ücret artışının da kademeli olarak gevşediğini görüyoruz ve 1970’lerde gördüğümüz gibi bir ücret-fiyat sarmalına dair hiçbir belirti yok” diye konuşan Schnabel, “Bunun nedeni, şirketlerin ve hane halklarının enflasyon beklentilerini enflasyon hedefimize sabitlemeyi başarmış olmamızdır” dedi.